Yaklaşık 8 aydır İstanbul’da stajıyla beraber sektörün içinde olduğunu belirten Arzu, 12 yaşında yemek yapmaya başlamak zorunda olduğunu söyledi. Arzu yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti:
12 yaşımdan beri evde yemekleri annemin rahatsızlığından dolayı ben yaparım. Annem bir kaza sonucunda 8 ay yoğun bakımda kaldı. Severek başladığım bir şey değildi, zorunda olduğum için başladım aslında. Sonradan sevdim. Bir kardeşim 7,5 aylık, diğeri 1,5 yıllık, ablam vardı ama ablamda annelik içgüdüsü diye bir şey yoktu. O da 14 yaşında falandı, o da çok küçüktü ama en azından benim gibi o da düşünebilirdi. Çünkü çok zor şeyler yaşadık biz.
‘HORTUM HEPİMİZİ YUTTU’
Annemin o kazasından sonra dedem ve nenem Van’da trafik kazasında hayatını kaybettiler. O zaman biz hayatımızdaki ilk defa yaylaya gitmiştik. Babama herkes yaylaya gidiyor, biz köyde kalıyoruz diye şikayet ederek gitmeye ikna etmiştik. O zaman okulumuz köyde olduğu için mecbur köydeyiz. Ondan sonra yayla gidince hortum geldi. Hortum hepimizi yuttu. Küçük kardeşimi rüzgar götürmüş bir kayaya fırlatmış. Annem de çadırdaydı. Rüzgarın çadırı götürüp, anneme zarar verdiğini düşündük. Dışarıdan bir ses geliyordu, hava da biraz bozuktu ama hiç hortum görmediğimizden böyle bir şeyin olabileceğini tahmin edememiştik.
‘ELDE AVUÇTA HİÇBİR ŞEY KALMADI’
Ondan sonra annemin gözlerini kapatmaya falan çalışıyorlardı ama annem ölmemişti. Dalağından tutarak kendine geldi. Annemin yaşadığını biliyordum. Bir insanın en çaresi anı gerçekten babasının hüngür hüngür ağlarken görmektir. O zaman hayvanlarımız falan vardı. Babam hastane masrafları falan derken tüm hayvanlarımızı ucuza sattı, elde avuçta hiçbir şey kalmadı.
‘BABAM 1 AY İÇİNDE 20 YIL YAŞLANDI’
Annemin kazasından sonra araya 15 gün girmeden nenemle dedem trafik kazası geçirdi. Babam 1 ay içinde 20 yıl yaşlandı. Nenem ve dedem vefat edince biz tam yıkıldık çünkü bize bakacak kişi o zamanlar nenemdi. Evlerimiz yakın, en azından bize bir ekmek pişirip getirecek insanlar. Köydeydik, annem hastaydı. Bazı akrabalarımız gelip annemin eşyalarına el koyup götürürlerdi. Çok zor bir dönem. Hatırlıyorum, evde tarak yoktu abim çatalla saçımızı falan tarardı. Ben şu an düşündüğümde babam o zamanlar nasıl hepimize yetişmiş hala inanamıyorum. Hakkı ödenmeyecek bir adam. O kadar zor zamanlardı ki, 12-13 yaşlarındasın akrabalarımız tarafından sürekli saçlarımız küt küt kesilirdi. Anneleri ölecek diye bakarlardı. Doktorumuzla annem şu an hala görüştüğünde doktoru ona bir mucize olduğunu söyler.