Çocuklar bir yılda kaç kez soğuk algınlığı geçirir fazlasında ne olur

Kreş ve okul gibi toplu yaşam alanlarında, özellikle kreşin ilk yıllarında bu durumun daha yaygın olduğunu ifade ediyor. Kötü havalandırma ve güneş ışığının azlığı gibi faktörlerin soğuk algınlığının gelişimine katkıda bulunduğunu vurguluyor.

Dr. Çelik, burnun solunum sisteminde önemli bir savunma organı olduğunu ve solunan havanın kalitesini artırmak için havayı ısıttığını, nemlendirdiğini ve filtrelediğini açıklıyor. Burun tıkanıklığının, alt solunum yolu hastalıklarının tetiklenmesine yol açabileceğini, bu nedenle hava yollarının enfeksiyonlara karşı en sık tedavi edilen organlar olduğunu belirtiyor.

Risk altında olan çocuk grupları arasında sağlık çalışanı ebeveynlere sahip olanlar, yuva ve okula yeni başlayanlar, kronik hastalığı veya düşük bağışıklık sistemi olanlar, kanser tedavisi görenler, sigara dumanına maruz kalanlar ve alerjisi olanlar bulunuyor. Dr. Çelik, toplumda soğuk algınlığı ile ilgili bazı batıl inançların olduğunu, ancak asıl nedenin viral enfeksiyonlar olduğunu ifade ediyor.

Üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde antibiyotiklerin kullanılmadığını, bunun yerine semptomatik tedavi yöntemlerinin tercih edildiğini söylüyor. Ateş düşürücüler, burun akıntısını önleyici ilaçlar ve yatak istirahati gibi yöntemlerin semptomları hafifletebileceğini, ancak hastalığın süresini kısaltmadığını belirtiyor. Çinko ve C vitamini gibi destekleyici tedavilerin, soğuk algınlığı semptomlarının süresini azaltabileceğini, ancak proflaktik olarak kullanımlarının önerilmediğini ifade ediyor.

Tonsillofarenjitin, kış ve ilkbahar aylarında, özellikle toplu yaşam alanlarında daha sık görülen bir üst solunum yolu hastalığı olduğunu, çoğunlukla viral etkenlerin neden olduğunu ve tedavide anneden bebeğe geçen antikorların koruyucu rol oynadığını açıklıyor. Bu bilgiler, ebeveynlerin soğuk algınlığı ve solunum yolu enfeksiyonları hakkında daha bilinçli olmalarına yardımcı olabilir.